Merhaba ,
diye başladı hikaye...Adından ve harflerinden başka bir şeyi olmayan çamur insanlar ülkesinde barut kokan bir gece , meşgul... Çamur , insanlar çamur. Havva bir çamur adem yaptı adem oturdu uğraştı çamurdan Ahmet,Mehmet,Ayşe,Fatma....Havva ellerini yıkadı...Çıktık geldik derken...Çıktığımız doğru, geldiğimiz yanlış...Az geldik uz geldik dere tepe düz geldik....Ama bir arpa boyu yol geldik...Bir elin nesi var , iki elinde pek bir vukuatı yok dünyasında , barut kokmayan sıradan bir gece... Rengi kahve rengi.... Mor parçalar düşerken göklerden sorduk birbirimize elma yer misin diye....
Asla!...
O hatayı yaptı bir kere çamurdan Adem işim olmaz elmayla... Ama bunların hepsi bir yana " ben bir günahkarım". Bunun adı günahsa söylemekte tereddütüm var. Günahı sordu kalabalıktan biri...Ama ne kalabalık , sakalımdan yere bir tel atsam düşmez yere asla... Yanıtladı gölge... Günah yaşamakla başlar bence... şimdi konuşalım biraz... konuştuklarım pek tat vermeyebilir... çünkü bugün bu saatlerde kendi dilimin...sözümün lezzetini yitirmiş gibi hissediyorum... Biz birbirimizi biliriz...
Soğuk kaldırımlarda , ağzımızda sigara , elimizde Jack of Tenesse turluyoruz buraları...