DANCER IN THE DARK
| KARANLIKTA DANS .. YÖNETMEN: Lars Von Trier OYUNCULAR: Senaryo: Lars Von Trier Görüntü Yönetmeni : Robby Müller Müzik : Bjork Yapım Yılı: 2000 Süre : 139 Dakika Yapım: A.B.D. - Fransa - İngiltere - İsveç - Almanya- Holanda - Daniarka - Finlandiya - İzlanda - Norveç/ Fine Line - Zentropa Resmi
SitesiN |
._. 10 yaşındaki oğlu Gene ile birlikte bir karavanda yaşayan Selma bir Çek göçmenidir. Selma ve Gene evlerini kapı komşuları olan yerel polis Bill ve karısı Linda'dan kiralamıştır. Bill ve Linda, Selma ve Gene'e Amerika'ya geldiklerinden beri göz kulak olmaktadır. Selma, paslanmaz çelikten lavabolar üreten bir fabrikada çalışmaktadır; kalan zamanlarında da eve iş götürerek kendine ek gelir sağlar. Kalıtsal bir hastalık yüzünden Selms hızla görme yetisini kaybetmektedir ve oğlu Gene'in de aynı kaderin kurbanı olmaması için onu ameliyat ettirebilecek kadar para biriktirmeye kararlıdır. Her ödeme gününde Gene için biriktirdiği paraya biraz daha ekleyerek bu parayı mutfakta gizli bir yerde saklar. Akşamları ise Selma ve arkadaşı Kathy ''Sound Of Music'' müzikalinin amatör bir prodüksiyonu için prova yaparlar. Her ne kadar Kathy arkadaşını eğlendirmek için rol almayı kabul etmiş olsa da her ikisinin hevesleri tecrübesizliklerini örtmektedir. Bir akşam Selma, komşusu Bill'in kendisine artık parası olmadığını itiraf etmesi üzerine kendi biriktirdiği paradan söz eder ona. Ve her ikisi de birbirlerinin sırlarını tutmak üzere karşılıklı söz vererek ayrılırlar. Ne yazık ki Bill'in başka niyetleri vardır.
._ 2000 yılı Cannes Film Festivali'nde Björk en iyi kadın oyuncu ödülü, Lars von Trier'de Altın Palmiye'yi aldı.
_- Sinemanın her yönden çöktüğü, bol argolu ya da büyük bütçeli göz boyamaya yarayan filmlerle gişe hasılstının arandığı bir ortamda Brecht'in yapıtlarını andıran benzersiz lirik bir çalışmaya imza atıyor yönetmen. Filmi bir Avrupalının gözünden Amerika taşrasının durumu, sakat adalet sistemi ve ölüm cezasına karşı bir duruş şeklinde okumak da olası. Cumhur Canbazoğlu /Cumhuriyet Gazetesi _._Ne var ki öykü genel haliyle fazlasıyla arabesk ve seyircinin gözyaşlarını hemen teslim almaya yönelik. Hayranlarının yine yere göre sığdıramayacaklarına eminim, ama ben kendi adıma Türk Sinemasında örneklerini defalarca izlediğim bu türden biy öyküye ne yazık ki sıcak bakamayacağım... Başrol oyuncusu Bjork'ün de, üstesinden kolayca kalkabileceği bir rolle karşımıza geldiğini düşünüyorum. Uğur
Vardan / Yeni Binyıl Gazetesi Fatih
Özgüven'in Radikal Cumartesi'nde yayınlanan ''Duyguyla
Dans'' başlıklı yazısı için tıklayınız. |