[Yasanmis
Hikayeler]
Mezarliktaki Yangin
Su an 17 yasindayim ve olay bundan 3-4 sene evvel YASANMISTIR. O yaz en büyük
zevkimiz arkadaslarla gece asagi inmek idi ve hemen hemen indigimiz her gece
birbirimize korku hikayeleri anlatirdik. Anlattigimiz hikayeler genelde kendi
hayal ürünümüz olurdu fakat anlatirken sanki yasamis gibi anlatirdik ve kendi
uydurdugumuz hikayeye o ortamin verdigi gerilimle kendimiz de inanir ve korkardik.
Içimizde en çok hikaye anlatan Nedim diye bir arkadasimiz idi. Nedim yasça
bizden büyüktü ve bizi korkutmayi iyi basariyordu açikçasi. Yine böyle bir
gecede Nedim bize çok ilginç bir hikaye anlatti. Hikayeye göre bazi insanlar
sebepsiz yere içlerinden gelen bir atesle küle dönüsecek kadar yaniyorlarmis.
Bu yanma o kadar çabuk gerçeklesiyomuski, kendisini kurtarmaya zamani olmuyormus
kurbanin. Ayrica bu olay kurban yalnizken gerçeklesiyormus, yani görgü tanigi
olmuyormus hiçbir zaman. Bu anlattigi hikaye ilginç oldugu kadar inandirici
gelmemisti çogumuza. Fakat Nedim evinden getirdigi ansiklopedi de yazilanlari
bize gösterince tüylerimiz diken diken olmustu hepimizin. Bu olaylar gerçek
yasanmis olaylar olarak anlatiliyordu ansiklopedide kanitlari ile. O gece eve
kosar adimlarla çiktim ve bütün gece gözlerime uyku girmedi. Ertesi gün ise
belki hepimiz için hayatimizin en korkunç günü olmustu. Gelen habere göre Nedim
bir sokak arasinda ölü bulunmustu ve isin ilginç yani Nedim'in gömüldügü mezarlikta
1 hafta sonra yangin çikmisti ve bütün mezarlar yok olmustur.Inanmayan arkadaslar
eski gazeteleri karistirabilirler. Tarih: 3 Eylül 1997, Mersin mezarligi orman
tarafinda onlarca mezar yanmistir.
Tepedeki Ev
Yillardan 1994'dü.Ben annem ve abim Tunceli'deki köyümüze gitmistik.O zamanlar
12 yasinda falandim.Oraya gittik ve amcamlarin evine yerlestik.Benim orada
tanidigim hiç kimse olmadigi için ben amcaogluyla(Yusuf)la oynuyordum.O bana
biraz macera yasamak istediginden falan bahsederdi hep ve bir gece onla uyumadik
ve biraz macera yasabilmek için neler yapabilecegimizi düsündük ve en sonunda
köyü çevreleyen daglardan birindeki bir eve gitmeyi önerdi Yusuf fakat bunun
çok tehlikeli olabilecegini köyün ileri gelenlerinin sik sik onlari oraya
çikmamalari konusunda uyardigini söyledi.Bizde bunu büyük bir gizlilikle yapacaktik.Yusuf'un
en yakin arkadasi Ismete anlattik düsündügümüzü ilk basta biraz tirsti fakat
daha sonra oda bunu kabul etti.Ertesi gün çantalarimizi,yiyeceklerimizi hazirladik
ve erkenden yola çiktik.O gün hava biraz pusluydu ve içimden bir ses bunun
tehlikeli olabilecegini söylüyordu.Fakat bunu onlara söylemedim ve yolumuza
devam ettik ve yolda giderken etrafta bol bol koyu,inek,keçi,tavuk gibi hayvanlarin
kemikleriyle karsilasiyorduk ben biraz daha korkmustum ve nerdeyse aglamak
üzereydim.en sonunda oradaki eve vardik ve içeri girdik içerde anlamadigimiz
diller yazilar falan vardi ve penceresi oldugu halde içerisi karanlikti içeride
anlayamadigimiz çok degisik cisimler vardi etrafta taslarin içerisinde sular
falan vardi.Ve döner biçagi gibi kocaman ama paslanacak kadar eski birkaç
biçak vardi birden Ismet degisiverdi sanki biz kormaya baslamisken o gülüyordu.Kendi
kendine oynasirken taslardaki suyu üstüne döktü ve bir biçagi eline alip oynamaya
basladi bir anda biçakla oynarken biçakla parmagini kesti ben çok korkmustum
aglamaya basladim çünkü bir anda Yusuf da degismis sanki çildirmis gibi oldu
bu arada Ismetin parmagi çok feçi bir sekilde kaniyordu.Daha sonra kostum
kostum sanki bir sey beni kovaliyor gibiydi ve annemin dürtmesiyle uyandim
bana gece boyunca döndügümü,agladigimi tepindigimi söyledi.Kahvaltida Yusufla
konusmaya basladim rüya mi anlattim ve belki inanmayacaksiniz ama bana tepedeki
evi nerden bildigimi sordu.Daha sonra disari çiktik ve Ismeti gördük parmagi
sariliydi...
Yalniz Degiliz
Öncelikle 34 yasinda ve çok iyi bir sirkette, iyi bir görevde oldugumu belirtmek
isterim. Hayatimi, yasayabildigim derecede modern sartlarda yasayip, gece
kluplerinden, partilerden çok zevk alan, sosyal yasantisi çok renkli bir hanim
oldugumu da. , Sizlere sadece 1 olay degil, birbirini takip eden bir kaç olayi
anlatmaya çalisacagim. Aslinda yillardir bunlari unutmaya çalismis ve en yakinlarimla
bile paylasmaya cesaret edememistim. Ama sizlerin hikayelerini okuduktan sonra,
benim, yasadiklarimin ne kadar gerçek ve de aslinda ne kadar ürkütücü olduklarini
bir kez daha kavradim.
Bizler, asla...Yalniz degiliz...
5 yaslarindayken geceleri korkuyla uyanir hale geldim. Sebebi belirsizdi..Hatirladigim
tek sey gece yataga yatip, gözlerimi kapatmaya korktugum.. Bir an da kapinin
arasindan yattigim odayi kara kara agir, bulutumsu seyler kapliyordu ve ben
nefes alamiyordum. Bu olaylar her gece olmaya basladi. Kimseyi bunlara inandiramadim.
Çocukça kapris sandilar. Ve her ne sandilar ise..Bilemiyorum. En sonunda odama
gitmeye korkar hale geldim. Çünkü beni oarada, bekleyen, görünmeyen, agir
bir sey vardi... Gecelerim aglamakla ve korkuyla geçmeye baslamisti ki...Ailem..(Annem
Yugoslav Arnavut, babam Yunan asillidir ) batil inançlara sahip degildir..Öyle
olduklari halde , eve yasli birini getirip, kursun döktürdüler, okuttular,
bir süre boynumda küçük bir kuran tasidim. Sonra yavas yavas bitti bu olay..
Bu bir karabasan miydi? Bilmiyorum. Halen bilemiyorum
Ruh
Öncelikle merhaba demem gerekiyor sanirim. Size yazacagim olay teyzamin basindan
geçmistir. Benim bütün teyzelerimin basindan böyle seyler geçmistir hepsini
yazmak isterdim ama sadece bir kaç tanesini yazacagim. Bir gün Ankara'ya gittigimde
teyzemlerde kalmistim ben teyzem ve 2 kuzenim. Teyzem böyle seyleri konusmamizi
istemiyordu ama biz yinede konusuyorduk. Kuzenim teyzemin (onun annesi oluyor)
basindan geçen bir olayi anlatiyordu. Vede sunu belirtmem gerek bu teyzem
böyle seylerden hiç korkmaz yine sorarsin hiç ürkmedin mi diye hayir der.
Yani gecenin 3 ünde yatirlariyla ünlü bi köyde disari çikma cesareti bile
gösteriyor. Açikca söylemek gerekirse ben asla çikamazdim. Herneyse benim
ölen bi kuzenim daha vardi. Ben hiç görmedim onu çünkü ya dogmamistim yada
1 yasinda bile degildim. Bir gün teyzem onun ölümünden sonra gece yataginda
onu düsünmeye baslamis öbür tarafta nasil acaba? Diye kendi kendine soruyor
ve agliyrmus her gece oluyormus bu her gece istemeden agliyormus. Bir gece
yine onu düsünürken (normal olarak gözleri kapali) bir kararti fark etmis
ve gözlerini açmis karsisinda ölen kuzenim duruyormus. Bir süre teyzeme gülerek
bakmis ve el sallayip gitmis. Sonra teyzem anlamiski öbür tarafta mutlu. O
günden sonra hiç düsünmemis onu. Vede sadece kuzenim annesine yani benim diger
teyzeme anlatmis bunu vede o 2 kuzenimde gizli gizli dinlemisler. Vede bana
anlattilar. Haa aklima gelmisken bu teyzemin basindan bir olay daha geçmis.
Yine gece tuvalete gitmis sonra odasina geldiginde bi dedenin teyzemin sandiktaki
geceligini giydigini görmüs sonra teyzem 'kisa gelmis dur çikarda uzatayim'demis
ve egilmis geceligin ucuna sonra dede kaybolmus elbisede yere düsmüs. Aslinda
bu anlatiklari bana biraz saçma geldi ama teyzem dogru oldugunu söylüyor (bizim
israrimiz üzerine anlatmisti bunu). Zaten teyzemin yalan söyleyecegini sanmam.
O gece 2 kuzenimle beraber hiç uyuyamadik çünkü hepside dogruydu bu anlatilanlarindan
sonra uyurken hep tikirtilar duyduk vede sesler. Ama sabah kalktigimizda komik
geldi çünkü hepimiz korktugmuzda psikolojik olarak böyle seyler uydurabiliriz
yada bazi esyalari ruha cine cadiya falan benzetebiliriz. Yazacagim o kadar
çok sey varki artik onlari da baska yazilarimda sizlere aktaririm.
Seytan
Yil 1994 temmuz ayi cumartesi aksami.. Ben ve kardesim o aksam yemek yiyorduk
ve aniden zil çaldi, kapiyi annem açti.Kapida olan kisiler arkadaslarimdi
ve bizi asagiya çagiriyorlardi saat 10.00'na geliyordu sofradan kalkar kalkmaz
asagiya indik arkadaslarimizla her gece korkunç hikayeler anlatirdik, (Gece
dedim çünkü sabahlara kadar oturur hikayeler anlatir oyun oynardik) her kafadan
bir hikaye çikardi ortaya ama birbirimizi korkutmak için yaris yapardik.O
aksam herkez hikayesini anlattiktan sonra oyun oynamaya karar verdik, o zamanlar
11 yasindaydim ve saklanbaç oynamayi çok seviyordum. Ebe saymaya basladiginda
herkes yerini almisti ve bende, tabiki ben o anki olacak olaylardan haberdar
degildim, kim bilirdiki seytani karsimda görecegimi neyse konuya geçelim ben
yerimde ebenin saymayi bitirmesini bekliyordum ebenin saydigi binanin yan
tarafindaydim ebebin saymasi bitmedigi için sikintiya girmistim o, an arkami
dönmemle dona kalmam bir olmustu simdi seytanla karsikarsiyaydim o herkesin
bildigi gördügü bir tipten degildi (tabiki görenler için..) 2 metre boyu,yumrugum
kadar iri ve kipkirmizi gözleri çatal biçiminde uzun asasi 2 adet iri buynuzlari
ve üstünde siyah birseyi vardi ama ayaklari yoktu evet yanlis okumadiniz ayaklari
yoktu adeta uçuyordu o, anda vücudum çözülü vermisti hemen bahçenin ortasindaki
kuyunun arkasina saklanmistim ebe agladigimi duyunca hemen arkadaslara haber
verdi bu seytani yakin arkadasimda görmüs ve oda çok korkmustu. (ismini vermeyecegim.)
Ve bu olaylardan sonra her pisligin yaninda cinlerin olduguna saitlik ettim.
Ertesi sabah seytani gördügüm yere geldik orada bulunan ev bombostu evin içinde
bir el vardi ve sanki el bizi seyrdiyordu önce inanmadik sonrada banyoda gördük
ev zemin kattaydi banyonun penceresinden içeri yumurta kartonu attik ve karton
geri geldi ve bu olay bi kaç defa gerçeklesti ne zaman oraya gitsek üst kattakilerin
kizini yerde baygin buluyorduk ve bu olaydan sonra bisey farkettimki ne zaman
korkunç hikayeler anlatsak ozaman kötü seyler oluyordu ama anlatmayida seviyorduk.
Bu yüzden siz siz olun sakin korkunç seylerden bahsetmeyin eger cinlerden
bahsedecekseniz kötü varliklar diye konusun, bunu sakin unutmayin...
Karabasan
Ramazan ayinin ortalarindaydik. Ertesi gün oruç tutmak için sahura kalktim
ve uykulu bir halde yemek yedikten sonra, henüz daha sogumayan sicak yatagima
uzandim. Uykuya dalar gibi olmamla birlikte üzerimde bir agirlik hissettim.
Gözümü açtim ve hareket etme çabalarim sonuçsuz kaldigini gördüm. Yatagimin
bulundugu yerden yemek masasinda yemek yiyen annemi görmeme ragmen bir türlü
hareket edememem, beni çok sasirtmisti. Vücudumun hiç bir noktasini hareket
ettiremememin yani sira parmagimi bile kipirdatamamam beni iyice telaslandirdi.
Çünkü daha önceden böyle bir olayla hayatim boyunca karsilasmamistim. Müthis
bir güç harcamama ragmen hareket edemiyordum ve avazim çiktigi kadar bagirmaya
basladim. Aman Allah'im sesim de çikmiyordu. Yaklasik 3-4 metre uzakta olan
anneme lütfen beni kurtar dercesine çirpinmalarima karsi bir türlü kendimi
farkettiremiyordum. Artik dayanamayarak gözlerimi kapadim ve "Yeter artik
ne zaman bitecek bu iskence? Yoksa ölecek miyim?" gibi düsüncelere dalarken,
birden birinin elini omzumda hisettigim anda üzerimdeki agirlik bir anda yok
oldu. Bagirarak gözlerimi korkuyla açtigimda omuzundaki elin anneme ait oldugunu
görmenin rahatligiyla, yataktan siçrayisimin sesi tüm ev halkini ayaga kaldirmisti.
Peki neydi o üstümdeki cisim? Bir insan uykuda olabilir ama gözleri açik asla...
Rüya
Alti yasimda sokaga çikmaya baslamistim (abim yanimda olmadan annem disari
çikmama izin vermiyordu). Yine böyle birgünde abim beni yalniz birakmis, arkadaslariyla
konusmaya dalmisti. Bende topumla bir saga sola kosuyordum. Zevkten dört köseydim,
özgürdüm kocaman sokakta, topu istedigim kadar havaya atabiliyordum, evimizin
dar koridorundaki kisa ve yorucu kovalamalar artik, uçsuz sokakta terden sirilsiklam
olmaya birakmisti yerini... Sonra yine topun pesinden kosuyordum, kosarken
arkamda birseyin nefes alip verdigini hissettim. Bu sefer beni kovalayan birsey
vardi, o kocaman sokakta. Arkama bakmaya kalmadan kulagimin dibinde havlama
sesleri yankilanmaya basladi. Hiç tereddüt etmeden aglamaya ve kosmaya basladim.
Dün gibi hatirlarim agzimdan "anne geliyor, tut annecim, anne geliyor....."
sözcükleri dökülüyordu. Sonra abim farketti ve kurtardi ama olan olmustu birkere...Olayin
konusuda burda basliyor. Köpeklerin kovalamacasiyla baslayan korku, yerini
geceleri gödügüm rüyalara birakti. Artik rüyalarimda sürekli kovalaniyordum,
bazen seklini hiçbirseye benzetemedigim konusan insani varliklar, bazen yalvartan
köpekler ve en garibi de üzerime örttügüm yorgandi. Bazi geceler rüyalarimda,
uyumak üzereyken bogulmaya baslardim, beni bogan sey ise yorganimdi. Aniden
heryanimi sararak üstüme bastirmaya baslardi. O an " nefesim kesilirdi,
sanki bir caninin kucagina düsmüs gibi olurdum. Uyandigimda kendi sürekli
kucaklarda bulurdum. Annem, abim ve babam bu üçlünün arasinda nöbetlese dolanirdim.
Uykudan uyanirken kendini birinin kucaginda bulmak korkunun baska bir yüzü
olsa gerek. Nedeni, sabaha kadar neler oldugunu hatirlmaya çalisip aklina
geldikçe ayni korkulari tekrar tekrar yasamak. Hayatimdaki garipliklerden
biride, annem beni yikarken banyoda benimle beraber yikanan çocuklar görürdüm,
bazen sessizce aglamaya baslardim bazende bitene kadar sabirla izlerdim. Bunun
yüzünden bir keresinde evin ortasinda legenin içinde bile yikandigimi hatirlarim.
Korkular bizleri yipratir, sizlere tavsiyem yokmus gibi davranmayin, çünkü
heran bir sürprizle karsilasip kötü sonuçlar dogurabilir. Halen rüyalarimla
beraber yasiyorum, korkuyorum ve apansizca uyaniyorum ve düsünüyorum ki bende
birilerinin korkulu rüyalari oluyorum. Bazen gözümü açtigimda evimden uzaklasmis
ve sevmedigim insanlarin çok yakininda buluyorum. Size yazmaya devam edecegim.
Eger benimle korkularini paylasmak paylasmak isteyen arkadaslar olursa mail
adresimi verebilirim...
Musalla Tasi
Köyümüz, Tipi Köy Iç Anadolunun en eski köylerindendir.Köyümüzün mezarligi
evimizin tam karsisindaydi.Komsumuzun bize orada garip seyler gördüm, demesi
bizi ne kadar ürkütsede inandirmiyordu.Ta ki Burak arkadasimin sünnet gecesine
kadar.Birden arkadasimin hediyesini evde unuttugumu farkettim.Gece garip olaylarin
oldugunu bildigim için eve gitmeye korkuyordum.Eve yaklastigimda bazi çigliklar
duymaya basladim.Musalla tasinin üzerinde garip isik büzmelerinin daire biçiminde
döndügünü gördüm ve birden at sesleri gelmeye basladi.Ileriye dogru baktigimda
atin üzerine binmis bir gelinin hizla musalla tasina dogru geldigini gördüm.Gelin
bir süre musalla tasinin etrafinda dolastiktan sonra mezarliga girerek agit
yakmaya basladi.Ben bu arada korkudan ne yapacagimi sasirdim.Daha sonra bir
dügün alayinin gelip gelini alarak oradan hizla uzaklastigini gördüm.Bende
dügün yerine kosup olanlari dedeme anlatmaya basladim.Dedem bana inanmadi.Ertesi
sabah mezarliga bakmaya gittigimde bir gelin duvaginin bir mezara bagli olarak
buldum.Bu duvagi dedeme gösterdigimde dedemin agladigini ve bu duvagin savasta
gelinken sehit olan ablasina ait oldugunu ve mezarinsa sevdigine ait oldugunu
söyledi.Bir kaç yil sonra Aksehir gölünün tasmasiyla köyümüz sel altinda kaldi,
bir daha böyle bir olay görülmedi.
Kan Kokusu
Uzun süre oldu kuruyali, bayat kokusu ortaya çikali. Çok sicak bir yaz günü
veya berbat bir kis günüydü belki. Sabah kalktigimda ellerimin oldugundan
daha çok titremesinden anlamistim bugün kan kokusu alacagimi. Sigarama uzandim
her zamanki gibi. Bir nefes, bir nefes daha. Sigara bile sakinlestirememisti
titreyen, intikam isteyen ellerimi. Daha günes dogmamisti, belki o gün hiç
dogmayacakti... Dogsa bile bakmayacakti sadece kurbanlarini gören uykulu gözlerim.
Aynaya baktigimda soguk bir ten, kipkirmizi gözler ve titreyen eller görmek
hiç sasirtmamisti bu sefer. Sanki uzun zamandir bekledigim gün buydu, evet
evet o gün bugündü. Ne giydigimi hatirlamiyorum o gün. Muhtemelen soguktan
koruyan bir bere veya günes gözlügü. Renklerin önemi yoktu.. kirmizinin, kanin
rengi disinda. Herzaman yaptigim gibi ayni otobüse binecektim. Fakat bu sefer
onlar beni degil, ben onlari öldürecektim. Hayatimda hiç olmadigim kadar sogukkanli.
Her sabah gördügüm o soluk, nefret dolu, igrenç yüzler. Hepsi oradaydi yine.
Farkina bile varamayacaklardi otobüsün camlarina fiskiracak kanlarin rengini,
tadini. Ansizin çekiliverecekti o igrenç, ise yaramaz ruhlari bedenlerinden.
Bir süre en nefret ettigimi seçmek için düsündüm. Sanirim bulmustum. Su hergün,
maasini son kurusuna kadar yatirdigi o igrenç, muhtemelen "mezbaha"
markali parfümünü sikan, igrenç bacaklarini otobüsteki her gözün içine sokan
kaltakti galiba. Önce kurbani tanimak gerekiyordu. onu can çekisirken mi izlemeliydim,
yoksa tek bir çiglik ve kan mi olmaliydi. Bir durak, bir durak daha. Inmesine
2 durak kala, artik zamanin geldigine inanmistim. Hala kararsizdim neyle öldürecegime
ama ellerim o kadar siddetli titriyordu ki bu karari çabuk vermem gerekiyordu.
Bu biçagi alirken ne için kullanacagimi bilmiyordum bile.. Fakat sonunda bir
ise yarayacakti. Artik emin adimlar atma vaktiydi. Her zaman nasil oluyorsa
oturdugu ayni koltuga dogru ilerlemeye basladim. Etrafimdakiler gözümdeki
nefreti ve kararliligi görmüs olmalilar ki onlara çarpmama hiçbirsey söyleyemediler.
Nabzim daha da hizlanmis, elimin titremesi çok daha normal gelmeye baslamisti.
Bir metre daha ve ordaydim.. 2 veya 3 saniye sürmedi, büyüklügünü ancak o
zaman anladigim biçagimi çikarip kaltagin gögsüne saplamam. Ummamistim bu
kadar kan fiskiracagini, ummamistim parfümünün o an bu kadar güzel kokacagini.
Bir daha ve bir daha sapladim.. Agzindan kan gelmesi daha da alevlendirmisti
içimdeki vahseti. Suratimdaki sicaklik, hep bekledigim huzurdu sanki. Yorulmustum.
Bir an olsun etrafa baktim.. Donup kalmislardi. Herzaman o gür sesiyle yüksek
sesle konusan o.... çocugu. O da susuyordu. Bu korku ona yeterdi belki, belki
yarinki otobüste anlatacagi birçok sey görmüstü. Peki ya ertesi gün? acaba
onun kani da kirmizimiydi, en az bunun kadar igrenç miydi kokusu. Çok geçti
artik ögrenmek için. Kapiya yaklastigimda, soförün ben söylemeden açtigi kapidan
o otobüsün en sessiz yolcusu olarak indim herzamanki gibi. Son kalan sigarami
içmek için en iyi zamandi
Kara Büyü
Bir gün ev arkadasimla can sikintisindan
kendimize bir büyü bulmayi ve bunu insanlar üzerinde denemeyi düsündük öyle
saçmasapan bazi kelimeleri bir araya getirdik ve bunlari ezberledik. Bu sadece
ikimizin bilcegi bir büyü olmaliydi. Ama ne için yapilmasi gerektigine karar
veremedik ve yattik.
Ertesi gece
yilbasi partisi için aldigim cadi sapkasini basima taktim ve üzerime siyah
biseyler giydim bir mum yakip isiklari söndürdük. Bu büyüyü diger ev arkadaslarimdan
birine yapacaktim. Olayi önemsemesi için onu inandirdik ve konsantre olmasini
sagladiktan sonra büyüye basladim ve bir gece önce uydurdugumuz sözcükleri
söylemeye basladim. Büyü bittikten sonra isiklari yakip gülmeye basladik.
Büyüyü uydurdugum arkadasimla Sule'ye (büyüyü yaptigim arkadasim) gülüyorduk
o ise hiç tepkisiz oturuyordu. Iste tam o sirada birden gök gürlemeye ve simsk
çakmaya basladi. Elektrikler kesildi. Yazin ortasinda havanin böyle birden
patlamasi bizi hem sasitmis hem de korkutmustu. Bi müddet öylece jeneratörün
devreye girmesini bekledik .On saniyede devreye girmesi gerekirken girmedi
Biz de mum yaktik ve bütün gece korkudan uyuyamadik.Yagmur sabaha kadar yagdi.
Sule ise ateslendi ve ailesini çagirmamizi istedi. O gün ögrendik ki jeneratör
bozulmus. Aksama dogru Sulenin ailesi geldi ve onu kayseri deki evlerine götürdüler.Bir
ay sonra da gelip esyalarini aldilar ve Sule bir daha ne geldi ne aradi.
Aradan 4 sene
geçmesine ragmen bu büyü sözcüklerini ne kadar unutmaya çalissam da bi türlü
unutamadim. Bazen aklima gelince bisey olcak diye korkarim.
Cin ile Dalga Geçme
17 yasindaydim ve annemin memleketi olan Giresun'daydik. Döndü abla o siralarda
22 yasinda falandi (annemin amcasinin kizi). O'nu her gece cinler döverdi
ve üzerinde tasidigi kuran'i çikartmasi için baski yaparlardi. Birlikte yatiyorduk
onlarda kaldigim zamanlarda ama sabahlari vücudunun her yerinde morluklar
oluyordu bende ise hicbirsey olmuyordu ve hicbirsey hissetmiyordum... Bir
gece Döndü, ablasi, ablasinin akrabasi Emine ve onun nisanlisi epey geç saate
kadar oturduk. Döndü'nün annesi ise saat 11 gibi yatti uyudu baska odada.
Biz hala sohbet ediyorduk. Saat gece 02.00 olmustu.. Ben cin cagirmayi önerdim.
Bu onlarada cazip gelmis olacak ki kabul ettiler. KIKI adinda kibrit cinini
hepiniz duymussunuzdur. Bir kutudan 4 tane kibrit çöpü aldik ve cin cagirdik
dualarla. Bu islerden çok iyi anliyordu Döndü. Sorular soruyorduk kibritlerde
saga sola hareketle bize cevap veriyordu. Ben yasiminda küçük olmasindan dolayi
bayagi zirvalamaya baslamistim. Cin ile dalga geçiyordum. Yanimdakiler ise
iyice korkmuslardi benim cine ileri geri konusmamdan! Beni sürekli sus diye
uyariyorlardi. Neyse bir müddet sonra isik kendiliginden kapandi kalktim dügmesine
bastim actim, arkami döndüm ki tekrar çat!! diye dügmeden kapandi isik.. Bulundugumuz
oda köy evi oldugundan mutfak ve oturma odasi bir kullanilan bir oda.. Mutfak
dolabi zangir zangir titremeye ve tabaklar birer birer yere dökülmeye basladi..
Hepimiz korkudan sapsari olmustuk TV açik degildi birden TV acildi. O zamanlar
sadece TRT 1 gösteriyordu köy yerinde. Bilmedigimiz yabanci kanallar fisek
gibi acilip kapaniyordu.. Biz binbir dua okuyarak cini göndermeye calisiyorduk.
Artik yorulduk ve kibrit çöplerini masanin üzerine biraktik. Aman Allah'im
cin gitmemisti, ve masanin üzerindeki kibrit çöpleri kendiliginden hareket
ediyordu. Döndü'nün akrabasi olan kadin bayildi bayilacak. Saat 04.00 olmustu
artik ve Döndü'nün akrabasi olan Eminenin nisanlisi eve gidecekti. Köy yerlerini
bilirsiniz acayip sessiz ve ürkütücü olurlar. Evine gidecegi yol da ormanin
içinden gecen ve derenin oldugu bir yer. Neyse bu çikti gitti ve biz cini
göndermek icin ugrasmaya devam ettik.. Tabi ki basaramadik öyle kizdirmisim
ki onu her yeri darmadagin etti diyebilirim... Ve isin ilginç yani yan odada
yatan yengemin çit bile duymamis olmasiydi.. Sabah ezani okunurken hepimiz
korkudan ve uykusuzluktan uyuyakalmisiz.. Yengemin sesiyle uyandik, ORTALIGIN
HALI NE BÖYLE diye soruyordu. Ona anlattik o da ürperdi ve kizdi bize.. Emine'nin
nisanlisi da ertesi günü geldi ve gece eve gittigi yolda onu taslamisti cinler,
bu taslar pek bir yerine isabet etmemissede omuzuna ve alnina carpmis ve oldukca
morarmisti.. Ayni gece ben ananemin evine gittim yatmaya ve o gece Döndü ablami
da çok sikistirmislar ve acaip dövmüs cinler. Kiz günlerce vücudu ve yüzü
morluklar içerisinde gezmek zorunda kaldi... Komsumuz olan bir hocaya olanlari
anlattik! Hoca bile dehsete kapildi ve cinin beni yasim küçük oldugu için
affettigini yoksa yetiskin bir insanin cinle o sekilde dalga geçse çarpilacagini,
agzinin burnunun ters dönecegini söyledi...
Ermis
Daha henüz 9 yasimdaydim fal, ruh, cin, seytan vb. gibi seylere inanmazdim
yeni insaa edilmis bir eve tasinmistik ama nedense bir türlü gece banyodan
ve sokak kapisindan garip sesler geliyordu. Tasindiktan bir hafta sonra seslerin
nereden kaynaklandigini anlamak için ben banyo, abim ise sokak kapisinin önünde
bekliyordu. Fakat hiç bir sey gözükmüyordu ama ses vardi. Evimize hoca çagirdik
dua okudu ve bize banyoya 1 kova su takunya ve havlu birakmamizi söyledi,neden
diye sordugumuzda ise hiç bir sey söylemedi. Hocanin dediklerini aynen uyguladik
o gece rüyama garip seyler girmisti beyazlar içinde elinde bir asa yasli biri
el hareketiyle kizginligini anlatiyordu. Sabah kalktigimizda su bitmis takunyalar
ve havlu islakti en ilginç olani ise kapinin kilidi açikti. Hocayi tekrar
çagirdigimizda bize evin yapildigi konumda çok ama çok eskiden bir mezar oldugunu
söyledi ve rüyama giren kisinin bir ermis oldugunu söyledi banyoda ise abdest
almisertesi hafta evden tasindik ve su an orada hiçkimse oturmuyor. Ve tam
17 yasindayim.
|