Dünya ve Ahiret Hayat
Dünya ve ahiret hayatini degerlendirilmesi, insanlarin inanclarini ve hayat felsefelerine göre farklilik arz eder.
Yasami, duygu organlarinin algilayabildigi esya ile sinirlayip bunlarin disindakilere deger vermeyen anlayis. (Necm, 29). Bu anlayisin tersine tamamen kendini dünya nimetlerinden soyutlayan insanlar.
Islam Dini, ne dünyayi ahirete, ne de ahireti dünyaya feda eder. O, her ikisini de kazanmayi emreder. Dinimize göre dünya, iman ve salih amel; ahiret ise hesap ve adalet yeridir. Ahiretteki hesap, bu dünyadaki nimetlerin kullanilis biciminden olacaktir. (Kehf, 45-46)
Insana, dünya ve ahiretten istedigini tercih etme hakki verimistir. (Sura, 20) Ancak her iki dünya mutlulugunu birden arzulamanin, Allah'in iradesine daha uygun oldugu söyle ifade edilmektedir: " Onlardan bir kismi da: Ey Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Bizi cehennem azabindan koru! derler." (Bakara, 201)
Dünya fanidir ama degersiz degildir. Ahiret ise ebedidir. Dünya, ahiretin ekenegidir. Ahiret, bu dünyadaki yasam tarzina göre degerlendirilecektir. Dolayisiyla dünya nimetleri bir amac degil, ahiret icin bir aractir: "Allah'in sana verdiginden (O'nun yolunda harcayarak) ahiret yurdunu iste; ama dünyadan da nasibini unutma. Allah san ihsan ettigi gibi, sen de (insanlara) iyilik et..." (Kasas, 77)
Dünya ve ahiret dengesini bizzat yasayarak bizlere en güzel örnek sunan Hz. Peygamber söyle buyurur: " Sizin hayirliniz, ahireti icin dünyasini, dünyasi icin ahiretini terk etmeyip her ikisini birlikte yürüteninizdir..."
Kaynak: Diyanet