Fransizlarin O muhtesem heykeltrasi Rodin'e bir heykeli nasil yaptigini sorduklarinda tek bir c�mleyle cevap vermisti. -Tasin fazlasini atiyorum, geriye heykel kaliyor. Bir heykel tasin fazlasi atilarak yapiliyor, peki insan nasil yapilir? Rodin'in heykel yapmasi gibi hepimizde insanlar yapariz. Tanidigimiz, sevdigimiz her insan aslinda bizim yaptigimiz insanlardir. Ve biz insanlari Rodin'in heykellerini yaptiginin tam tersini yaparak yaratiriz.Bir insanla karsilastigimizda o, k���k bir kil par�asidir. Onun b�t�n�n� g�rmeyiz, bilmeyiz de. Aliriz o k���k kil par�asini ve onu yogurup kendi topragimizdan birseyler katmaya baslariz, bacaklar yapariz ona, kollar sonra bir g�vde, kendi kafamiza uygun bir kafa. K���k kil par�asina kendi topragimizi ekleyerek yaptigimiz insan, ne kadar kendisidir, ne kadar bizdir, onu hi�bir zaman kestiremeyiz. Heykelin ilk kil par�asi ondandir, ama gerisi hep bizim topragimizdir. Bizim kafamizda yaptigimiz insanlar, kendilerinden �ok bize benzerler. Zaman zaman heykelin i�inden kendileri �ikiverirler, yaptigimiz heykelin kolu, bacagi d�ser, kafasi yana yatar, birden sinirleniriz, " neden sen benim yaptigim heykele benzemiyorsun?", diye yada "neden benim yaptigim heykeli bozuyorsun" diye. Isin garip yani , o heykeli yaparken de i�ten i�e heykelin aslina benzemedigini, kolunu bacagini degistirdigimizi, b�t�n �irkinliklerini, eksikliklerini kendi topragimizla kapatip degistirdigimizi hissederiz, ama bu ger�egi inanilmaz bir diren�le saklariz kendimizden. �zellikle kadinlar, g�rd�kleri ger�ekleri kendilerinden saklamakta, heykellerini kendi yaptiklari gibi g�rmekte �ok diren�lidirler ve bu isi erkeklerden �ok daha uzun zaman s�rd�rebilirler. Biz, k���k bir kil par�asina kendi topragimizi ekleyerek heykeller yapariz. Rodin tasin fazlasini atarak yapar. Ve onun heykelleri bizimkinden daha uzun �m�rl� olur. Pariste Rodin'in m�zesini gezerken, yilarca resmini masamin �zerinde tuttugum o kadin heykelini g�rmek istemistim �nce. Heykeli bulmustum.Benim tahmin ettigimden �ok daha k���kt�, ama benim tahmin ettigimden �ok daha g�zeldi. Dizlerinin �st�ne kapanmis bir kadin heykeliydi, sa�lari y�z�n� kapatmisti, v�cudu �iril�iplakti, yuvarlak kal�alari v�cudunun diger kisimlarindan daha parlakti. Kal�alarin neden daha parlak oldugunu, dayanamayip o kal�alari oksadigimda anlamistim. ��nk� benim gibi herkes dayanamayip kadinin kal�alarini oksuyordu ve kadinin kal�alari binlerce elin oksayisiyla parildiyordu. O heykeli g�rd�g�mde �ok gen�tim. Ve benim k���k bir kil par�asina kendi topragimdan ekleyerek yaptigim kadinlar o heykele benzedi, kal�alari yuvarlak, belleri ince, y�zleri sa�lariyla �rt�l�yd�. Y�zleri g�r�nmedigi s�rece bir sorun �ikmiyordu, ama her defasinda, heykel basini �evirip bana bakiyordu ve benim yaptigim yada yapmak istedigim y�z degildi. Bu sefer ayni anda bir �ok k���k kil par�asi alip bir�ok kadin yapmaya basladim. Bunun adina "sadakatsizlik" diyorlardi. Onlarin ortasinda durup hepsine birden bakiyordum, aralarinda basini �evirmeyecek biri �ikacak mi diye; hepside basini �eviriyordu, y�zleri benim yaptiklarim degildi. Sonra, kadinlarin da benden k���k bir kil par�asi alip, bundan bir heykel yaptiklarini kesfettim. Ve bende onlar gibi olmadik bir yerde basimi �evirip onlara bakiyordum. Daha sonra herkesin heykeller yaptigini farkettim. Aslina benzemeyen milyonlarca heykel vardi �evremde. Herkes kendi yaptigi heykele sariliyordu ve herkesin heykeli kendi sarilisina dayanamayip par�alaniyordu. Ve b�t�n heykeller karsilikli birbirine haykiriyordu -Ah sen ne �ok degistin! K���k kil par�asi alip ondan b�y�k heykeller yapiyorduk. Sonra heykeller baslarini �evirip bakiyorlardi ve y�zleri bizim yaptigimiz y�zler degildi. Ama en korkuncu, bazilarinin, y�zleri degisik olan ve kendi kollarinda par�alanan heykellerinden ayrilmak istememeleriydi. Ve iki heykelin karsilikli birbirini par�alamasiyla ge�en bir hayat yasaniyordu. Tolstoy, karisiyla evlenirken b�y�k bir hata yapmis ve g�nl�g�n� karisina g�stermisti. Heykelin basini �evirdigi andi o. Karisi, g�rd�g� y�z� asla affetmedi, ama ayrilmadilar. Isi kendi aralarinda bir inada d�nd�rd�ler. �ok uzun s�ren evlilikleri boyunca g�nl�k tutup bunu birbirlerine g�sterdiler. Tolstoy, karisinin kizkardesiyle kiristirdi, karisi kizinin piyano hocasini sevdi.Tolstoy seksen yasinda karisindan ka�ti, issiz bir dag istasyonunda ayakkabilarini �ikartip, karlarin arasinda yalinayak y�r�d�. Ertesi sabah, zat�rre oldu ve issiz dag istasyonunun kasvetli bekleme salonundaki kerevetin �zerinde g�nlerce hasta yattiktan sonra orada, karisindan uzakta �ld�. Rodin, tasin fazlasini atarak yapardi heykellerini. O, elindeki b�y�k mermeri tanirdi. Insani tanimak mermeri tanimak kadar, insanlarla iliski kurmak her �ekice a�ik bir mermerle, iliski kurmak kadar kolay degil. Tasi tanimak kadar kolay degil insani tanimak. Kimse tanimaz sevdigini, sevdiginden bir k���k kil par�asi alip, ona kendi topragini ekleyerek b�y�k bir heykel yapar. Yaptigi heykel, kendisine benzer. Oynar bir zaman yaptigi heykelle. Onunla konusur. Heykeli degil aslinda kendi sesini dinler. Kendi duymak istedigini duyar. Sonra heykel basini �evirir, muhakkak her heykel birg�n basini �evirir. Y�z� g�r�n�r. G�rd�g� y�z, g�rmek istedigi y�z degildir. Ve insanlar hayal kirikliklari yasarlar. O hayal kirikliklarinda garip bir �ocuksuluk �ikar ortaya, kabahatin heykelde oldugunu sanirlar, i�ten i�e ger�egi g�rmekten hep ka�tiklarini bilseler de, bunu kendilerine kolay kolay itiraf edemezler iste: isterler ki, sevdikleri insan, kendi yaptiklari heykele benzesin, kendi yaptiklari heykel gibi konussun, y�z�n� hi� �evirmesin. K���k bir kil par�asindan bir heykel yapmak, kolay is degil �ok emek ister. Ama insanlar emekten pek ka�inmazlar, ask derler onun adina. Ask dedikleri, bir insandan k���k bir kil par�asi alip, birg�n yikilacagini hep bilerek, o k���c�k par�adan kocaman bir heykel yapmaktir. Ve kendileri bir heykel yaparken, kendilerinin de heykelinin yapildigini bilmezler. Sonra birden y�zlerini �eviriverirler. Heykellerin kollari bacaklari yanlis oynar, par�alar d�k�l�r. Her seferinde, yeni k���k kil par�alarindan yeni heykeller yapmak i�in, arkalarinda kirik bir heykel birakarak uzaklasirken, ayni mahzun sesle, ayni s�zc�g� s�ylerler; -Elveda Ahmet ALTAN