Karşıyaka EGS'nin çıkışında
karşılaştığım, ve en çok dinlediğim yabancı müzik radyosu olan Power Fm'
in gezici tırı karşımda. Durarmıyım bu anı ölümsüzleştirmeden. Gerçi tır
ve benim kafa pek görünmüyor ama siz bilin ki bu benim. Görünmeyen tırın
kapısına çıkmış olmam bile heyacanımı geçiremememiş olacak hemen daldım
içine...
Saolsun beyfendiler çok
kibar karşıladılar. Yoğun talepten dolayı bizlere ikram edecekleri birşeyler
kalmamış. Olsun bizlere ikram diil sadece içini gezmek bile yeterli olacaktı.
Nazik beyler bizleri içeriye davet ettiler heycandan ne yapacağımı bilmiyordum
aslında...
Size inandıramadıysam o kara şeyin
tır olmadığına alın size... Fotoğrafta bulunan kişiler pek yabancı
değil kardeşim ve iyilik meleği figo :)))
Bu fotoğrafta hakkında konuşacak
birşeyler bulamıyorum.
|
İşte Power Fm tırı' nın içi...
Arkamızda duran beyaz perde' de slayt ve
film gösteriliyor. Sağdaki ben ortadaki tatlı kız figo, en solda ki de
kardeşim Utku. Beyaz perde de yazıları yazan sevgili Figo ablamız. Yazılarında
bile ne kadar samimi ve içten olduğun beli olan bir kişi... Gerçi benim
bakışlarım biraz endişeli. Çünkü fotoğraf makinesin içindeki film bitmek
üzere. (Hatta bitti bile bu kare de makinadan bana özel bonus.) Bende bu
güzel mekanda fotoğraf çekilmek çok istiyordum. eğer beyefendinin çektiği
bu fotoğraf çıkmasa ne yapardım bilmem...
İçinde surround ses sistemi
ile harika parçalar çalıyor, oturduğumuz kırmızı deri koltuklar rahatlığında,
karşımızda internet bağlantılı masa şeklinde bilgisayarlar, arkamızda söylediğim
gibi slayt ve film izlenebilecek beyaz perde, duvarlar(gerçi duvar yok
ama...) ışığı yansıtıcı kaplama ile kaplanmış. Yani otantik veya mistik
bir hava... işte anla yaaaa...
Çıkışta bizlere dergi ve power fm
stiker' ları verdiler... hani arabalara yapıştırılacak cinsten... beş altı
tane aldım ama bugüne kadar dağıta dağıta elimde bir tane kaldı... onu
da kısmetse arabama yapıştırıcam. :Ppp
Hımm önümüzde duran sehpa da öyle
basit bir cam sehpa diil aslında. Power fm' in yayın yaptığı yerlerin yazılı
olduğu bir sehpa. (gerçi tüm Türkiye' ye yayın yapıyorlar) eee tüm illerin
adını da yazamazlarya canım... Ama bizim ilin adı da vardı tabi :)) |
Arkamızdaki güneş ben batıcam
ben batıcam diyor... fakat kaçar mı figo'dan... "hadi geçin sizin bir fotoğrafınızı
çekeyim şu manzarada" dedi. Ama neerde o manzara, görünmüyor ki birşey
(durun ben size anlatayım...)
Beton duvarlar yerine, şirin kırmızı
çerçeveli pencereler çok hoş... arkamızda görünen izmirin meşhur .....
siteleri ve en güzeli de tam arkamızda ki güneş... Her ne kadar görünmesede
biliyorum ben gördüm valla bir de deniz var orada güneşin tam altında mas
mavi. Evet güneşe karşı çekilmiş bir fotoğraf olmasına rağmen pek de fena
çıkmamış dimi?
Şimdi benim olduğum yerde duran
o müthiş zekası ve güzelliği ile etrafa pozitif enerji saçan figoooo..
Yaaa bakın bir önceki fotoğrafta
ben batıcam ben batıcam diyen güneş ufak bir yer değişikliği sırasında
yapacağını yapmış gözden kaybolmuş... Fakat ışığı bilem yetiyor halen ortalığı
aydınlatmaya.
(parantez içi: Bu sefer parantez içinde ne
kadar rahat giyindiğim ve dolaştığım var. Bir soru vardır "modayı takip
edermisin" diye benim cevabım da hep şu olur. "Modayı takip etmem ve o
yılın modası beni hiç mi hiç tıklamaz. Ben kendimi nasıl rahat hissediyorsam
öyle giyinirim. Benim giydiklerimin de başkalarının umrunda olmasının istemem
tıpkı bende olduğu gibi." Cevabı klasiğim olmuştur. İnsanların giyinişleri
hiç önemli diil benim için. Yani ne giyersen giy, yeter ki giy.. :))
) |
Çook acıkmış olacağız hurraaa yemek yemeye
dedik... doyasıya yemek yerken bu anı da görüntülemek isteyen figo... hain
planını uygulamaya başlamıştı artık... orada görevini yapan bayanı gözüne
kestirmiş olacak... hiçbir şeyden habersiz kendi halinde işini yapan
görevli'ye "fotoğrafımızı çekermisiniz demişti".... figo artık işe başlamıştı...
elden ne gelir (bizim de haberimiz yoktu aslında)... sadece kurban olarak
seçilmiştik... figo' nun ricasını kıramayan iyi yürekli bayan, aldı eline
makinayı... öyle uğraştı olmadı böyle uğraştı olmadı en sonunda bu görüntüyü
yakaladı yani... baksanıza benim kalçalara... her bakışta "allah allah
bende de böyle kocaman kalça da mı varmış bee" demekten kendimi alamadığım
bir fotoğraf çekmiş o iyi yürekli bayan.... saçbaş cabası yaniiii dağılmış
gitmiş.... her ne kadar toplasam da dağılmış işte... siz siz olun toplasanızda
saçlarınızı... emin olmadan fotoğraf çekilmeye kalkmayın.... şöle göz ucu
ile de olsa aynaya bakın... işte sonunuz böyle olur haaa benden sölemesi...
Ayyy ay... yani bu kadar olur...
bu kadar olur yani figo...
Tamam yukarıdaki fotoğrafta senin kabahatin
yoktu ama buna ne diyeceksin haaa... buna neee diyeceeen... yaptın yapacağını
yani rezil ettin bizi cümle aleme :)) nereden aklına geldi böyle fotoğraf
çekmek anlamış değilim halaa yani... arka görüntü yok zaten kap kara...
sanki karanlığın içinden çıkan ve ham-burger yiyen iki canavar var orada...
utku yine saldırmamış... ben almışım ağzıma koca bir lokma... öyyylee saf
saf bakıyorum makinaya .... (benim dişler de konuşuyor) |
Heyyt be... heyt işte son yılların
en can alıcı fotosu. Bu fotoğrafı da anlatıcam ama sayfalar yeter mi bilmem???
Özelliği asansör içinde çekilmiş
olan ilk fotoğraf olması :))
veee veeeee size ilginç bir ayrıntı daha;
bu fotoğrafın bu mekanda çekilmiş olmasının sebebi de gezdiğimiz yerde
fotoğraf çekmemizin yasak olması aslına, tabi önceki fotoğrafları çekerken
bunu bilmiyorduk. Bize de security abimiz sonradan yakaladı ve sööööledi
bu uffak ayrıntıyı. Gezdiğimiz yerin çok büyük olması aslında bazen sıkıyor
beee... can sıkıntısından ve yassaklar biz de burada ölümsüzleştirilmek
zorunda kaldık. Asansör içinde ki aynalar, patlayan flaş ışığını öyle bir
yansıtmış ki.... Bizim durduğumuz yer de tam yeri imiş hani... Sanki
flaş bizim yüzümüzde patlamış :)) Bu kadar ayna arasında fotoğrafı çeken
kişi nasıl görünmez şaştım kaldım yani... eeee bu da figo' nun ustalığı
olsa gerek diye düşünüyorum. Zaten kendisi de belirtmiş... (okursun birazdan...
sabret sen... devamını dinle...) ansızın patlayan flaş bir
de olması imkansız bir görüntü sunmuş bize.... bakın bakın sol tarafta
ayna yok... ama olmaması daha iyi olmuş... yüzümün yansıması tam
olarak çıkmış oraya :))) yani istesen olmaz... makinenin flaşı bize başka
bir espiri daha yapmış .... daha dikkatli bakarsanız tam yansımanın olduğu
yerde var sadece ışık... o da olmasa idi bu görüntü olmazdı zaten... tebrikler
figo...
Yine yazısında belirmiş figo....
ilginç izlenimini... onunda dikkatinden kaçmamış benim surat :)))) |
Hah... ha... haaa yaşşasın
kötülük... Diye başlamak geldi içimden... Gerçi bu sözün yukarıdaki fotoğrafımla
hiç mi hiç.... ve hatta yakından uzaktan alakası yok... Öylesine içimden
geldi işte....
Gel gelelim burası figo' nun çalıştığı
yer.... benim orası ile alakam yok... sadece figo' nun ziyaretine gittiğim
zaman çekildi... Arkamda ki kalın kalın dosyalar oda da bulunanların sadece
küçük bir kısmını uluşturuyor.... İşinin tam olarak ne olduğunu bilmiyorum
ama önemli bir kişi olduğu kesin... hem iş yerin de de sevilen bir kişi....
Haaa bir de tanıştığım müdürü ise canayakın ve çok şeker bir bayan... figo
çok şanslı bu açıdan.... belirtmeden geçemeyeceğim.
Kardeşimi de yakaladı figo... eee
ilk defa ziyaretine gitmiştik... kendi masasından çektiği bir fotoğraf'
dı bu...
İstemeyeceğini düşünerek bu
fotoğrafın üzerinde tıkladığınızda gerçek boyutlarında göremeyeceksiniz...
aman benden telif hakkı falan ister... |