İşte size 34 adet Hayyam dörtlüğü
|
|
******************************
- 1 -
Tanrım bir geçim kapısı ver bana;
Kimseye minnetsiz yaşamak yeter bana;
Şarap içir, öyle kendimden geçirki beni
Haberim olmasın gelen dertten başıma.
Sayfa : 15
******************************
- 2 -
Her sabah yeni bir gün doğarken,
Bir gün de eksilir ömründen;
Her şafak bir hırsız gibidir
Elinde bir fenerle gelen.
Sayfa : 17
******************************
- 3 -
Mal mülk düşkünleri rahat yüzü görmezler,
Bin bir derde düşer, canlarından bezerler.
Öyleyken, ne tuhaftır, yine de övünür,
Onlar gibi olmayana adam demezler.
Sayfa : 21
******************************
- 4 -
Sevgili, seninle ben pergel gibiyiz:
İki başımız var, bir tek bedenimiz.
Ne kadar dönersem döneyim çevrende:
Er geç baş başa verecek değil miyiz ?
Sayfa : 25
******************************
- 5 -
Benim halimden haber sorarsan,
Bir çift sözüm var sana, yürekten:
Sevginle gireceğim toprağa,
Sevginle çıkacağım topraktan.
Sayfa : 28
******************************
- 6 -
Adam olduysan hesap ver kendine:
Getirdigin ne ? Götüreceğin ne ?
Şarap içersem ölürüm diyorsun:
İçsen de öleceksin, içmesen de !
Sayfa : 30
******************************
- 7 -
Girme şu alçakların hizmetine:
Konma sinek gibi pislik üstüne.
İki günde bir somun ye, ne olur !
Yüreğinin kanını iç de boyun eğme.
Sayfa : 35
******************************
- 8 -
Bir sır daha var, çözdüklerimizden başka !
Bir ışık daha var, bu ışıklardan başka.
Hiç bir yaptığınla yetinme, geç öteye:
Bir şey daha var bütün yapıtlardan başka.
Sayfa : 38
******************************
- 9 -
Dedim: artık bilgiden yana eksiğim yok;
Şu dünyanın sırrına ermişim az çok.
Derken aklım geldi başıma, bir de baktım:
Ömrüm gelip geçmiş, hiçbir şey bildiğim yok.
Sayfa : 40
******************************
- 10 -
Ey kör! Bu yer, bu gök, bu yıldızlar boştur boş!
Bırak onu bunu da gönlünü hoş tut hoş!
Şu durmadan kurulup dağılan evrende
Bir nefestir alacağın, o da boştur boş!
Sayfa : 42
******************************
- 11 -
Yarım somunun var mı ? Bir ufak da evin ?
kimselerin kulu kölesi değil misin ?
Kimsenin sırtından geçindiğin de yok ya ?
Keyfine bak: en hoş dünyası olan sensin.
Sayfa : 47
******************************
- 12 -
Niceleri geldi, neler istediler;
Sonunda dünyayı bırakıp gittiler;
Sen hiç gitmeyecek gibisin, değil mi ?
O gidenler de hep senin gibiydiler.
Sayfa : 50
******************************
- 13 -
Ey güzel, sen ki bana derdi derman edensin;
Şimdi: Çekil önümden, diye feryat edersin;
Senin yüzün canımın kıblesi olmuş bir kez;
Ne yapsın, kıble mi değiştirsin bu can dersin ?
Sayfa : 56
******************************
- 14 -
Gülün yüzünde çiy tanesi nevruzun ne hoş;
Yeşillikte canı aydınlatan yüzün ne hoş;
Geçmiş gitmiş gün üstüne ne söylesen boş:
Bırak dünü, hoş et gönlünü, bak bugün ne hoş.
Sayfa : 58
******************************
- 15 -
İki batman şarap, bir buğday ekmeği;
Bir koyun budu, bir de ay yüzlü sevgili;
Daha ne istenir bilmem şu dünyada:
Padişah daha iyisini bulabilir mi ?
Sayfa : 66
******************************
- 16 -
Ömrümüzden bir gün daha geldi geçti;
Derede akan su, ovada esen yel gibi.
İki gün daha var dünyada, bence ha var ha yok:
Daha gelmemiş gün bir, geçmiş gün iki.
Sayfa : 69
******************************
- 17 -
Gönül, her an sevdiğinin kapısında ol;
Her istediğini onda ara, onda bul.
Aşk tavlasında hileye kaçma kalleşçe;
Koy canını ortaya, sorulursan soyul.
Sayfa : 70
******************************
- 18 -
Bu zamanda az dostun olsun, daha iyi.
Herkesle uzaktan hoş beş edip geçmeli.
Can gözünü açınca görüyor ki insan
En büyük düşmanıymış en çok güvendiği.
Sayfa : 82
******************************
- 19 -
Sevgili, bir başka güzelsin bugün;
Ay gibisin, pırıl pırıl gülüşün.
Güzeller bayram günleri süslenir:
Seninsen bayramlar süsler yüzün.
Sayfa : 90
******************************
- 20 -
Dert de neymiş ? O mu bizi ağlatacak ?
O mu sevinç bayrağımızı yırtacak ?
Gelin, atalım şu gönül yurdundan:
Yoksa içimizde fitne çıkartacak.
Sayfa : 97
******************************
- 21 -
Hep bir çember, dolanıp durduğumuz
Ne önümüz belli, ne sonumuz
Kim varsa bilen, çıksın söylesin:
Nerden geldik ? Nereye gidiyoruz ?
Sayfa : 98
******************************
- 22 -
Bizi bizden alan şaraba gönül verdik;
Coşup taştık; yerden kopup göklere erdik.
Tenden bedenden soyunuverdik sonunda
Topraktan gelmiştik, yine topraga girdik.
Sayfa : 99
******************************
- 23 -
Bu gecenin son gece olması var:
Emret, gül rengi şarabı getirsinler.
Gafil, bir gittin mi bir daha gelmek yok:
Altın değilsin ki gömüp çıkarsınlar.
Sayfa : 109
******************************
- 24 -
Vefasız dünya diye yakınıp durma;
Dünya elindeyken tadını çıkarsana !
Herkese vefalı olsaydı bu dünya
Sıra mı gelirdi senin yaşamana ?
Sayfa : 116
******************************
- 25 -
Dostlar, bir gün, sözleşip bir yerde birleşin;
Oturun sofrasına dünya cennetinin;
Saki doldururken kadehleri cömertçe,
İçin bir kadeh de zavallı Hayyam için !
Sayfa : 116
******************************
- 26 -
Dostunu erkekçe seven kişi
Pervane gibi özler ateşi:
Sevip de yanmaktan kaçanların
Masal anlatmaktır bütün işi.
Sayfa : 120
******************************
- 27 -
En doğrusu, dosta düşmana iyilik etmen;
İyilik seven kötülük edemez zaten.
Dostuna kötülük ettin mi düşmanın olur:
Düşmanınsa dostun olur iyilik edersin.
Sayfa : 124
******************************
- 28 -
Sen içmiyorsan, içenleri kınama bari;
Bırak aldatmacayı, iki yüzlülükleri;
Şarap içmem diye övünüyorsun, ama,
Yediğin haltlar yanında şarap nedir ki ?
Sayfa : 132
******************************
- 29 -
Yalnız bilgili olmak değil adam olmak;
Vefalı mı değil mi insan, ona bak.
Yücelerin yücesine yükselirsin
Halka verdiğin sözün eri olarak.
Sayfa : 135
******************************
- 30 -
Dünya yıldıramazsın beni ne yapsan;
Ölümden de korkmam er geç ölür insan.
Ölmemek elimizde değil ki bizim:
İyi yaşamamak beni tek korkutan.
Sayfa : 136
******************************
- 31 -
Yerin üstüne baktım, uykuya dalmışlar;
Altına baktım, çürüyüp toprak olmuşlar.
Yokluk ovasında başka ne var ki zaten:
Daha gelmemişler var, gelip gitmişler var.
Sayfa : 136
******************************
- 32 -
Yeryüzünü gül bahçesine çevirmekten
Daha güzeldir bir insanı sevindirmen.
Bin kulu azat edenden daha büyüktür
Bir hür insanı iyilikle kul edebilen
Sayfa : 140
******************************
- 33 -
Can yoldaşı dostlar çekildi gittiler
Ecel çiğnedi hepsini birer birer
Yan yana oturmuştuk hayat sofrasına
Bizden birkaç kadeh önce sızdı gittiler
Sayfa : 176
******************************
- 34 -
Aşıklar meclisinde yer bulmuşuz birlikte;
Dünyanın dertlerinden kurtulmuşuz;
İçip birer kadeh bu sevincin şarabından
Özgürlüğe ermiş, şarhoş olmuşuz birlikte.
Sayfa : 207
******************************
Kaynak : "Hayyam - Bütün Dörtlükler", Türkçesi : Sabahattin Eyüboğlu, Cem Yayınevi, 9. Basım, Ocak 1997