AMATÖR; Latince seven kimse kelimesinden
türemiştir.
Sözlük anlamı ise; bir şeye
hevesi olan ve onu hararetle arayan kimsedir. Sade zevki için ve
bilerek bir sanat veya bir ilim ile uğraşan kimse ...
Vala Nurettin AMATÖR
’ ler hakkında :
“...ailesi zengin olduğu
için mesleğinde para kazanmak kaygusuyle değil; AMATÖR
'ler gibi çalışırdı.” demiştir.
Mesleği olmamakla birlikte,
kendini güzel sanatlara veren, gayret göstermeyen, yetkili olmayan,
heveskar kişiler gibi anlamlarda, bu terim yıllarca küçümseyici
bir tavırla kullanılmıştır. Halbuki; Sanat her zaman AMATÖR
bir istek ve ruhla hayat bulmuştur. Değişen ekonomik dengeler, insanların
yapmaktan zevk aldıkları uğraşlarını bile; “...bundan nasıl yüksek
bir gelir elde edebilirim.” düşüncesine yönlendirmiştir. HAYIR!
İnsanların özgün sanat eserleri çıkarabilmesi için, bazı
baskılardan ve parasal sorunlardan uzak, kendinle baş başa bir hayat
sürmesi gerekir. (Tabii bu benim düşüncem)
XVIII. yy. da AMATÖR
’ ler çoğaldı. Fransa Krallık ve resim akademisinde “Fahri Amatörler”
sınıfı meydana getirildi. Watteau ile Cont de Caylus İtalya okullarına
ait çok güzel desenlere (bugün Lauvre’ de) sahip olan, maliyeci
Crozat evinde desen çizdiler. Çeşitli İtalyanların evinde desenler,
resimler ve gravürler yapıldı. Kimileri abecedariosu’nu dolduran
Mariette gibi yazılar yazdılar, kimileri de Saint-Non gibi pitoreks
yolculukları resimledi. XVIII. yy. büyük leri arasında Jean de Jullienne’i
de saymak gerekir. İhtilal sıralarında Alexandre Lenoir; pek çok
eseri Fransız anıtları müzesine alarak adını ölümsüzleştirdi. Vivant
Denon imparatorluk çağının büyük AMATÖR’ üydü.
Yakın zamanların AMATÖR
’ leri arasında La Caze, Concourt’lar, Duthuit, Moreau-Melaton,
Camondo, Pellerin, Gachet, David-Weil, Girardin, vs... sayılabilir.
|