Gecenin simsarlarından bir hediye bu: gezgin ve özgür
yalnızlığım. Sokak ortası yürüyorum. Askeri bir hastanenin mecburi
mahkumiyetinin insanlara sunduğu demir çitlerin dibinde sızmış
bir ayyaş. Birazdan oradan kaldıracaklar. Disipline direniyor ayık
kalmış son tutkuları ile: Biz mi içerideyiz, onlar mı dışarı
da...
“Ne
önemi var ki!”
Öyle içmişim ki bir gece, kalemim dönmüyor sivri
ucundan, düşüncelerim çözülmüş bir kördüğüm: yazdıklarımı anlamak
mı...
“Ne
önemi var ki!”
Sözde serseriler ahkam kesmekte önümden, gecenin kör
karanlığı ve ıssızlık, belli ki korkmuşlar. Hani bir laf atsam,
kapışsak sokak ortasında ...
“Olmaz ki!”
Ev
de annemler hala yatmamışlar. Taktığım kolye, tişörtüm, pantolon
vs.. sevmedikleri her şeyim hala üstümde... Beş dakika sonra
çıkarırım belki:
“pasifize mi oldum ne!!!”
Ben
mi kimim?
“Ne
önemi var ki?”
|